Çorlu Mühendislik Fakültesi

Bilal karakaya



 

(1972- ÇORUM)

1991-1993 dönemi  Tekirdağ Meslek Yüksekokulu

Makina Bölümü Öğrencisi

Büyük Makinacılar Birliği ( BMB ) Üyesi

MAKİNE  BÖLÜMÜ

1991 yılında, mesleki olarak büyük beklentilerle kayıt yaptırmadım yüksek okula. Benim için ailemden ayrı, farklı iki yıl olur düşüncesi vardı kafamda. Ancak zamanla, öğretmenlerimizin özverili tutumları, benim bu düşüncemi değiştirdi. Yine okulda  farklı ve çok güzel iki yıl geçirdim. Tabii ki geleceğe kendimi hazırlayarak.1993 yılında sadece dersleri değil, hayattan da bir çok şeyi öğrenerek mezun olmuştum. Yine okul sayesinde, hâlâ sürekli görüştüğüm çok güzel dostlarım oldu. Şu an, üretimini yurt içi ve yurt dışı piyasalara sunan, 53 yıllık mazisi olan köklü bir kuruluşta, oto kömürü ve kömür yuvaları üretim sorumlusu olarak görev yapmaktayım. 19 Şubat 2016 tarihinde bu görevde 19. yılımı tamamladım. Üretim sorumlusu yardımcısı olarak göreve başladım. Bir buçuk yıl sonra üretim sorumlusu oldum. Stresli, yorucu, ama bir o kadar da zevkli bir iş. En büyük sıkıntıyı yabancı dil eksikliği ve yönetim alanındaki deneyimsizliklerim oluşturdu. Çok çalıştım azmettim. Kendime ve eğitim birikimime olan güven, çalışma arzum ve işime aşkımla, şu anki kişilik ve konumuma ulaştım. Bölümümde 16’ sı  erkek 23’ ü bayan olmak üzere 39 personelim var. Görevimi yüzeysel olarak şöyle tanımlayabilirim;

1-Yaptırmam gereken işler,

2-Yapmam gereken işler,

3-İşimle ilgili diğer kişi ve bölümlere, danışmanlık hizmeti vermek, stratejik destek,

4-İhtiyacım olan özel makinelerin, konusunun uzmanı olan, yurt içi ya da yurt dışı şirketlerde tasarım teklif, üretim aşamaları ve kabul noktalarında görev alıp, yatırımın doğru yapılmasını sağlamak( hatta görevdeki dördüncü yılımda Avusturya’ da 6 makine yaptırarak yurt dışı tecrübesi yaşadım ).

Misyon sahibi insanlar; kendilerine , çevresindekilere ve çevresinde olup bitenlere karşı duyarlı insanlardır. Başarılı olabilmek için kendimdeki ve çevremdeki kişilerin eksikliklerini gidermem gerektiğini biliyordum. Bu nedenle kişisel gelişime, iletişime, kişi ve zaman yönetimine dair kitaplar edindim. Bölümümde küçük bir kütüphane oluşturdum. Kitapların güzelliğini, zenginliğini anlatarak onları teşvik ettim. Boyutuna bakmaksızın, gelişim gösteren her elemanımı ödüllendirdim. Bölüm içi toplantılarımda sosyal konular için daha fazla zaman ayırdım. Şu an, bunun meyvelerini topluyorum. Bölümümde; iletişimin, sevgi, saygı ve işi anlayıp muhakeme yapabilme yetisinin yüksek olduğu bir ortam oluştu. Kişisel üretim adetlerinde, her yıl, bir önceki döneme göre % 8-11’ lik bir artış mevcut. Geleceğimizle ilgili, şirketimizle ilgili, güven ve umutlarımız çok yüksek.

Bundan önceki çalıştığım şirket; ambalaj makineleri imalatı yapan, Elekromag Mak. San. Tic. Ltd.şti. idi. 1990- 1997 yılları arasında, okul ve askerlik dönemlerim hariç, makine montaj ustası ve bir dönem de , CNC operatör ve programcısı olarak görev yaptım. Eşimle de bu şirkette tanıştık. Askerlik sonrası evliliğe karar verdik, Dilara adlı 18 yaşındaki kızımla da evliliğimizi taçlandırdık. 5 yıllık mücadeleye rağmen, 2009 yılında ilk eşimi kanser hastalığından kaybettim. Bir buçuk yıl sonra tekrar evlendim. Gerek 5 yıllık hastalıkla mücadele dönemim, gerekse sonraki bir buçuk yıllık dönemim maddi ve manevi büyük zorluklarla geçti. Ancak hayata karşı hep dik durarak ve işime sarılarak, bu zorlu sürecin üstesinden geldim. Tersi durum, bana göre başarısızlık veya yok anlamına gelirdi. Şu an Anadolu Lisesi’nde okuyan iki çocuğumuz ve mutlu bir evliliğimiz var hayatımda.

1991- 1993 dönemi Tekirdağ’daki okul yıllarımdı. Abartısız bir tanımlamayla; hayatımda iz bırakan, en güzel dönemdi. Okul bizlere çok şeyler öğretti; belki de en önemlisi, birlik beraberlik ve ekip ruhunu aşılamasıydı. Bu öyle bir aşıydı ki, hani çok kullandığımız bir deyiş vardır ya; “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için”. Bu söz, tam da bizim için söylenmiş… Birbirimize öyle kenetlenmişiz ki, okul biteli 23 yıl oldu, hâlâ, her ortam ve şartta görüşüyoruz. Ve ömrümüzün sonuna kadar da görüşeceğimiz kesin, çünkü birliğimizin yapıştırıcısı olarak gördüğümüz güzel bir ortak geçmişimiz var. Bu aşı bana, askerde ve iş hayatımda çok büyük avantajlar sağladı. Birlikten kuvvet doğar, düşüncesi ile hareket ettiğimiz için askerde ezilmedik, zor görevleri başardık. İş hayatında; ekip çalışması gerektiren  her projede ön saflarda yer aldım . Ve hâlâ alanımla ilgili, ya da desteğim  gereken projelere dâhil ediliyorum. Öğretmenlerimiz bizlere çok şeyler öğrettiler. Daha fazlasını öğrenebilmemiz için özveride bulundular. Her imkânı bizler için seferber ettiler, abilik yaptılar, sorunlarımızla ilgilendiler. Bizlere değer verdiler. Hepsine minnettarız, eğer bugün bir yerlere gelip bir şeyler yapabiliyorsak; o günkü hocalarımızın, bizler üzerindeki emekleri neticesindedir. Her birine minnet borçluyuz. Lise ve öncesi okul dönemlerimde, sınıfta kalmamak, takdir ya da teşekkür belgesi getirmek dışında, önemli bir başarım yok. Sıradan bir öğrencilik dönemi yaşadım. Yine bu dönemlerdeki başarısızlığım ise; imkânlarımı analiz edip, kendime, doğru hedefler tanımlayamayışımdı.

 

HAYATIN BANA ÖĞRETTİKLERİ

-İyi bir yönetici olabilmek için, liderlik özelliklerinizi geliştirmeniz çok önemli. İş hayatınızdaki varlığınızın sürekliliği için, daima kendinize eğitim yatırımı yapın ( 40 yaşından sonra İngilizce kurslarına gittim.).

-İyi bir gelir için farkındalık yaratmanız gerekli. Farkındalık yaratmadan, sıradanlıktan kurtulamazsınız.

-İşinizi destekleyecek, üretim yönetim enstrümanları hakkında bilgi sahibi olmanız gerekli. Logo, Coral Reef ve yalın üretim teknikleri, proje yönetimi, toplantı yönetim teknikleri bunlardan bazıları.

-Başarı için matematiksel ve duygusal zekâmızı, birbirine paralel olarak sürekli geliştirmemiz gerekiyor. Çünkü matematiksel    zekâsı mükemmel olan Einstein bile başarısız evliliklerle dolu kötü bir yaşam sürmüş.

-Etkin bir iletişim için Türkçemizi çok iyi bilip ve kullanmamız gerekiyor.

-Kişisel gelişim, kişi ve zaman yönetimi ile ilgili, yayınları seminerleri takip edip, kendimiz ve çevremizdekilerin gelişimine katkı sağlamalıyız. Çünkü farkında olsak da olmasak da, hayat devam ettiği sürece, eğitim de devam ediyor. Eğitimi bilinçli ve zamanında alabilmek çok önemli ve hayatımızın kalitesi, eğitimimizle doğru orantılı.

-Beynimiz mükemmel bir yönetici, ona doğru komutları verebildiğimiz sürece, bizi başarıya götürüyor.

-Kendimize, günlük, haftalık, aylık, yıllık hedefler belirleyip planlar hazırlamalıyız. Hedeflerimize ulaşabilmek için, gerektiği zaman, kararlarımızda esnek olabilmeliyiz.

-Başarı için sağlıklı ve zinde bir beden gerekiyor.

-Çevremizdeki insanlara karşı verici ve yardımcı olmalıyız. İnanın hediye vermek, hediye almaktan daha fazla keyif verici bir duygu.

-Her zaman güler yüzlü olun ki, çevrenizdekilerin sizinle paylaştıkları zaman dilimlerinde, kendilerini iyi hissetmelerini sağlayın.

-Gün içerisinde, kendimizle başbaşa kalabileceğimiz zaman dilimleri yaratalım. Günün muhasebesini yaparken kendimize hep şu soruyu soralım “ Bugün kendim ve diğer insanlar için ne yaptım? Neleri yapmalıydım da yapamadım ve neden yapamadım?”.

-Asıl başarı; yaşarken  yaptıklarımızla ve geleceğe bıraktığımız miras ile, kendimizin ve başka insanların yaşamlarına, olumlu yönde etki yapabilmektir.

 

Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

 

Arama Sonuçları